Gastronomide Müzelerin Rolü
Bu Yazım Diriliş Postası Gazetesinde 31.03.2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Gastronomide
Müzelerin Rolü
Müzeler bir bölgenin yaşam tarzını yansıtan en önemli kültürel öğelerden
biridir. Aynı zamanda kültür turizmi açısından önemli kurumlar arasındadır.
Peki, müze denildiğinizde aklınıza ilk gelen tarih ve sanat müzeleri midir?
Elbette değil. Bir bölgeyi, ülkeyi veya ili, tarihi özellikleri ve kültürel değerleri
ile bize, belki en iyi anlatan gastronomi müzeleri olmuştur.
Gastronomi
konusunda öne çıkmış illerimizin mutfaklarını yazarken, birçok ilde tarihi
mekânların gastronomi müzelerine dönüştürüldüğünü gördüm. Gaziantep’te, Gaziantep Kalesi’nin güneyinde bulunan tarihi “Göğüş Konağı”. Hatay’da geleneksel
Antakya evinin özüne uygun olarak restore edilerek, kentin zengin yemek
kültürünü, şehre gelen misafirlere başarılı bir şekilde tanıtmak için yapılan “UNESCO
Hatay Gastronomi Evi”. Mersin’de “Mersin Gastronomi Müzesi” olarak faaliyete
girmesi düşünülen tarihi “Karamancılar Konağı”. Son olarak Mardin’de gastronomi müzesi ve uygulama merkezi yapılması düşünülen Mardin’in taş
mimarisini yansıtan tarihi “Abdullah Sırrı Efendi Konağı”. Daha bunun gibi
birçok ilde örnekler bulunmaktadır. Ayrıca dünyada farklı gastronomi temalı
müzeler de vardır. Kanada’da bulunan Patates Müzesi, ABD’de bulunan Hardal
Müzesi, Fransa’da bulunan Mantar Müzesi, İtalya’da bulunan Zeytinyağı Müzesi gibi
müzeler bölgelerinde bulunan yerel ürünlerin dünyaya açılmalarına da aracılık
etmişlerdir.
Gastronomi Müzeleri
Bir ülkeyi tanımanın
veya onun kültürünü anlamanın en kısa yolu müzelerini gezmekten geçer diye
düşünüyorum. Aynı zamanda müzeler, kültürel değerlerimizin korunmasını
amaçlamakta ve gelecek nesillere aktarılmasını hedeflemektedir. Benim kanaatime
göre Mutfak kültürü bir milletin kimliğidir. Mutfak, halkları tanımak,
toplumsal izleri ve yaşamsal değişimleri izlemek ve anlamak için
kullanılabilecek en etkili araçlardan biri belki de en önemlisidir. İşte Mutfak kültürümüzün izlerini taşıyan gastronomi
müzeleri de sergilenen ürünleriyle, somut bir şekilde bize mutfaklarımızı en
yalın şekliyle anlatmaktadır. Ve yemek kültürümüzün, yiyecek ve içecek
alışkanlıklarımızın kaydedilmesi açısından büyük görev üstlenmişlerdir. Bu müzelerde,
yemek kültürünün tarihçesi, yiyeceklerinin üretimi, hazırlanması, sunum
şekilleri ve bu aşamada kullanılan araç-gereçler detaylarıyla sergilenmektedir.
Gastronomi müzeleri bölgedeki turizm faaliyetlerine de ciddi katkı sunmaktadır.
Ve bu müzeler ülkemizin zengin mutfak kültürünü yansıtmakla birlikte peynirden,
zeytinyağına kadar yerel ürünlerimizin dünyaya tanıtımını da sağlamaktadır. Şu
ana ana kadar ülkemizde 30 civarında gastronomi müzesi olduğu bilinmektedir.
Gaziantep’te bulunan Emine Göğüş
Mutfak Müzesi
En önemlisi ve
en meşhur olanı Gaziantep’te bulunan “Emine Göğüş Mutfak” Müzesidir. Gaziantep
Yöresinin kültürel birikimi ve tarihçesinin anlatıldığı bu müzede şehre gelen
konukların ilgi ve meraklarına hitap eden ürünler bulunmaktadır. Bölgesel
olarak mutfakta kullanılan araç ve gereçlerin teşhir edildiği ve unutulmaya yüz
tutmuş yöresel yemeklerin görseller halinde sergilendiği bir müzedir.
Türkiye’de kurulmuş ilk mutfak müzesi olma özelliğine de sahiptir. Gaziantep
Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyonu yapılan konak, 2008 yılında
hizmete açılmıştır.
Adatepe Zeytinyağı Müzesi
(Çanakkale)
Çanakkale ile
İzmir arasındaki Küçük kuyu kasabasında bulunan müze, gastronomi müzesinin
önemli değerlerindendir. Türkiye’nin ilk zeytinyağı müzesi olma özelliği
taşıyan müze 2001 yılından itibaren yerli ve yabancı ziyaretçilere hizmet
vermektedir. Müze’de zeytin ve zeytinyağının kültürü ile ilgili ince
ayrıntılarına kadar bilgiler verilmektedir.
Zavot Peynir Müzesi (Kars)
Kars ilinin
Boğaztepe köyünde yer alan eski zavot binası içerisine kurulan müze geleneksel
ev yapımı peynirin yapım aşamaları, peynir yapımında kullanılan krema
çırpıcısı, yayık fıçısı ve el yapımı ahşap kaşar sepeti gibi sergiler yer
almaktadır.
Hacıbanlar Evi Mutfak Müzesi (Şanlıurfa)
Şanlıurfa
Belediyesinin girişimleri sonucunda 2011 yılında kurulan müze yıkılma
aşamasında olan Hacıbanlar Evi’nin satın alınıp restore edilmesiyle
oluşturulmuştur. Müze’de geçmişten günümüze Şanlıurfa’nın mutfak araç gereçleri
sergilenmektedir.
MSA Mutfak Müzesi (İstanbul)
Mutfak
Sanatları Akademisi’nin kurucusu Mehmet Aksel'in özenle kurduğu ve halen
geliştirmekte olduğu, sektörel olarak bir ilke imza atan bu müze, geçmişi
günümüze taşıyor. Yiyecek - içecek kültürümüzü ve sanayimizin tarihi yolculuğunu
hem öğrencilere, hem de ziyaretçilerine örneklerle sunuyor. 2000'i aşkın eser ile
Osmanlı'nın son dönemlerinden Cumhuriyet'in ilk ve orta dönemine uzanan
sektörel yaşayış ve gelişimine tanıklık eden bir arşive ev sahipliği yapıyor.
Not: Evdeyiz,
çalışmalarımıza ve yazılarımıza evden devam ediyoruz. Rabbim bir an önce
milleti bu virüs musibetinden kurtarsın inşallah.
Yorumlar
Yorum Gönder