Şifa Veren Baharatlar
Bu Yazım 20.04.20202 Tarihinde Analiz Gazetesinde Yayınlanmıştır.
Şifa Veren Baharatlar
Baharat yemeğe gerçek tadını veren son sihirli bir dokunuş gibidir. İşin
püf noktası da denir belki, birçok usta veya aşçı söylemez yemeklerine hangi
baharatları eklediğini. İşin sırrıdır bu o şef için. Baharat, dünya
mutfaklarında ve özellikle Hint mutfağında ve benzeri birçok mutfak kültüründe
yemeklerin olmazsa olmazıdır. Zencefil, tarçın, biber, karanfil gibi günlük
hayatın içindeki bu baharatlar deyim yerindeyse renk katar lezzetli yemeklere.
Adeta yemek baharatla derinleşir ve bütünleşerek lezzet kıvamına erişir.
Talip Bayram
Baharatların Tarihsel Yolculuğu
Binlerce
yıldır var olan baharatların, günümüzün lezzet dünyasına büyük bir etkisi
bulunmaktadır. Baharatların tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir
diyebiliriz. Çin, Hint, İran, Mezopotamya, Mısır, Anadolu, İbrani, Yunan, Roma,
Osmanlı gibi eski medeniyetlerin birçoğunda kullanılmış üretilmiş ve ticareti
yapılmıştır. Tarihi kaynaklardaki rivayetlere göre Hazreti Süleyman’ın muhteşem
zenginliğinin kaynağının baharat ticareti olduğu ve Yemen melikesi Belkıs’ın
Hazreti Süleyman’a en değerli hediye olarak baharatları götürdüğü anlatılmaktadır.
Belki bunlar rivayet olsa bile ancak uzunca yıllardır dünyamızda bu
baharatların kullanıldığını biliyoruz ve buna dair tarihi vesikalar da
bulunmaktadır. Bu durumu tarihçi ve araştırmacılara havale edip biz yemeklere
kattıkları lezzet açısından ve insan vücuduna verdikleri şifa yönleriyle
baharatları ele alacağız.
Tropik
Asya’dan göç yolları ve gemilerle Ortadoğu’ya oradan Batı’ya kadar getirilen
baharatlar, tahmini yedi bin yıldır dünyanın değişik mutfak kültürlerinde kullanılmaktadır.
Ülkemizde ise ta Osmanlı Dönemi’nden beri yaygın olarak kullanılan baharatlar, yemeklere
ve hatta şerbetlerin içine bile konulmaktadır. Osmanlıda bazı baharatlar doktor
ve eczacılar gözetiminde yapılır ve yetiştirilirdi. Halen bu şifalı ve iyileştirici özelliği olan
şerbetlerden bir kısmı; Gaziantep sokaklarında yaşamaya devam etmektedir. Yüzyıllardır
baharat ticaretinin önemli bir merkezi İstanbul olmuştur. İskenderun, Trabzon
gibi limanlar, gemiler ve kervanlarla İstanbul’a taşınan baharatın naklinde rol
oynamışlardır. Günümüzde ise Maraş, biber konusunda, Gaziantep, Hatay ve
Şanlıurfa gibi illerimiz de diğer baharatlar konusunda en az İstanbul kadar
etkilidirler. Halen normal bir Türk ailesinin evinde, baharatlar mutfakların başköşesini
süslemeye devam etmektedir.
Şifa veren Baharatlar
Öncelikle
aromaları ile yemeklere lezzet katan baharatlar, tat ve haz alma duygumuzda
inanılmaz fırtınalar estirmektedir. Ancak farklı farklı yüzlerce faydası ve
iyileştirici özellikleri ile sağlığımız içinde sayısız nimetleri bulunmakta ve
dört mevsim boyunca lezzet ve şifa dağıtmaya devam etmektedir. Şifalı baharatlar ile hastalıklara karşı
önlem alabilir, kendimizi koruyabilir ve iyileştirebiliriz. Peki, hangi
baharatları kullanalım derseniz bunu söylemek için iyi baharat uzmanı olmak
lazım. Ben öyle biri değilim. Sadece bu aralar faydasına ve şifa verdiğine
inandığım baharatları incelemelerim sonucunda size aktarmaya çalışacağım. Hangi
baharat hangi hastalıklara iyi gelir? Antioksidan özellikleri olan baharatlar nelerdir.
Uzmanlara göre, mutfakta lezzetlere lezzet katan bu baharatlar, hücrelerimizin normalleşmesini
sağladıkları gibi hücre yıkımını da azaltmaktadırlar. Bir çok vitamin içeren
antioksidan baharatlar vücudumuzu kalp hastalıklarından kansere kadar birçok
hastalığa karşı korumaktadır.
Baharatlar
için, nerdeyse her derde devadır desek abartmış olmayız. Yemeklere aroma ve
lezzet katmakla kalmaz aynı zamanda vücutta doğal bir ilaç etkisi gösterirler.
Kilo kontrolünden sindirim sitemine, metabolizma hızından kolesterole kadar
geniş bir etki alanı vardır. Baharatlar, şeker ve kolesterol düzenler,
metabolizma güçlendirir, kanser hücrelerinin baskılanmasına yardımcı olur ve
tümörün küçülmesine katkı sağlar. Kanın kirli olması ciddi sağlık problemlerine
yol açmaktadır. İşte beslenme düzenine eklenecek bazı baharatlar kanın
temizlenmesinde etkili olmaktadır.
Baharatlardan Yapılan Mesir Macunu
Şifalı
otlar ve baharatlar ile hazırlanan Mesir macunu yine çok etkili Anadolu’muz
tedavi kürlerinden biridir. Osmanlı'da önemli bir yere sahip olup geleneğimizin
bir parçası olmuştur. Hatta Kanuni Sultan Süleyman’ın annesini bununla
iyileştirmiş olduğu dahi söylenmektedir. İlk olarak o dönemin Manisa akıl
hastalıkları hastanesinin ilk başhekimi Merkez Efendi tarafından 40-45 kadar
baharatı karıştırarak elde ettiği bu macunu hastalarına ilaç olarak
hazırlamıştır. 1539 yılından beri geleneksel olarak her yıl Manisa’da “15 Nisan günü Mesir Macunu Festivali”
yapılarak bu macun halka dağıtılmaktadır. Mesir macunundaki baharatların her
biri ayrı ayrı faydalıdır. İdrar yollarındaki sıkıntıyı giderir, kanı temizler,
göğüs problemlerine iyi gelir, balgam sorununu çözmeye yardımcı olur, romatizma
ve eklem ağrılarını hafifletir, hemoroide iyi gelir, egzemaların iyileşmesine
yardımcı olur, sinir hastalıkları üzerinde etkili olur, mide, sindirim ve gaz
problemlerini gidermede etkilidir.
Zararları, Mesir macunun
aşırı tüketilmesi durumunda baharatların yan etkilerinden dolayı gastrit,
ülser, basur gibi sorunlara sebep olabilir. Karaciğer, mide, mesane, şeker ve
obezite hastalıklarına sahip olanlar mesir macununu dikkatli kullanmalılar.
Baharatların Zararları Var mıdır?
Elbette her şey gibi baharatlar da fazla
kullanıldığında zararları bulunmaktadır. Kararında tüketmek sağlığımız için
büyük önem taşıyor. Birçok farklı alanda fayda sağlayan baharatlar doğru
kullanılmaz ise sağlığı ciddi tehdit edebiliyor. Belki bazı rahatsızlığı olan
kişilerin baharatların bir kısmını kullanması sakıncalı olabilir. Özellikle Alerjisi
ve kronik hastalığı olanların baharatları kullanırken doktorlarına danışmaları gerekir.
Kişinin o baharatın hangi hastalıklara zararlı olduğunu bilmesi ve daha
dikkatli kullanması gerekiyor.
Mutfağımızda En Sık Kullandığımız
Baharatların
Bir Kısmı Fayda Ve Zararları İle
Yemekleri eğer sos olmadan yemeyenlerdenseniz, içine hardal, çekilmiş
karabiber ve çeşitli baharatlarla o sosu çeşnilendirdiğinizde işte gerçek
lezzeti ve hazzı keşfetmiş olacaksınız
Zerdeçal
Şifalı baharatlardan olan Zerdeçal, kaynağı Hindistan’dandır
ve Hint mutfağında ‘Mutfağın Kraliçesi’ olarak bilinir. Zencefil ailesinden
olan ve Hindistan safranı olarak da bilinen zerdeçalın kullanımı safranla benzerlik
göstermektedir.
Faydaları, Sarıçiçekleri ve köklerinden
faydalanılan Zerdeçal, pilav, yahni veya mercimek gibi yemeklere efsane tatlar
ekler. Unutkanlık problemi olanlar için faydalı bir baharattır. Köri’nin içinde
bulunan 10 baharattan biri olan ve aynı zamanda ona rengini veren zerdeçal, yemeklere
lezzet katıcı olarak kullanılsa da, genel olarak birçok iyileştirici özelliği
ile bilinir. Ana özelliklerinden birisi kanserle savaş gücüdür. Kolon, prostat,
pankreas, meme kanserlerinde tedaviye ek olarak doktora danışarak
kullanılabilir. Aynı zamanda DNA hasarının tamirine yardım eden Zerdeçalın
iltihap önleyici özelliği de vardır. Kan basıncını düzenleyerek kan
pıhtılaşmasını engellemeye yardımcı olur. Kalp hastalıkları ekseninde plakların
atardamarlarda birikmesini engeller ve kötü kolesterolü düşürür. Zerdeçal
Alzheimer gibi hastalıklarda yine doktora danışılarak kullanılmaktadır. Safra
taşına karşı doğal bir koruyucudur. Aynı zamanda iltihap giderici olan zerdeçal,
karaciğeri kuvvetlendirir, beyin sağlığı ve yaşlanmaya karşı etkili olduğu
söylenmektedir.
Zararları, Fazla miktarda zerdeçal
tüketilmesi kan hücrelerine zarar verebilir. Gaz sancısına neden olabilir. Kanı
sıvılaştırma özelliği vardır. Hassas bünyelerde alerjik reaksiyonlara neden
olabilir.
Zencefil
Zencefil, zencefilgiller bitki ailesinden olup bir
metreye kadar boyu uzayan, ince-uzun yapraklı, sarı-kırmızı renklerde çiçekler
açan, kök yumruları baharat ve ilaç olarak kullanılan, uzun yıllar yaşayan bir
bitkidir. Başta Çin olmak üzere, Hindistan, Endonezya, Vietnam, Japonya gibi
tropik ya da yarı tropik iklimlerde yetişir.
Faydaları, Aromatik tadı ve yemeklere
kattığı lezzeti ile dünya üzerinde en çok tercih edilen baharatlar arasındadır.
Hint mutfak kültüründe oldukça yoğun kullanılmasına rağmen kökeni Güney
Asya’dır. Zencefilin, sağlık ve diyet
konularında inanılmaz faydaları bulunmaktadır.
İçeriğinde birçok B,C,E vitamini, Kalsiyum, Bakır, Demir, Manganez,
Fosfor, Potasyum, Selenyum, Sodyum, Çinko, Proteinler ve aminoasitler
bulunmaktadır. Proteinler, karbonhidratlar ve kolesterolü düşüren manganez
zencefil de fazlasıyla bulunmaktadır. Zencefil solunum yolu hastalıklarında,
öksürük, grip ve soğuk algınlığına birebirdir. Zencefil içerisinde yer alan
antioksidanlar ve anti-kanser bileşikleri sayesinde bağışıklık sistemini
güçlendirmektedir. Kanserde tümörün küçülmesine yardımcı olmaktadır. Hamilelik
dönemi bulantılarında en güvenilir olarak Zencefilin Çay’ı tavsiye
edilmektedir. Zencefil çayı aynı zamanda uzun yolda ortaya çıkan mide
bulantılarında da etkilidir.
Zararları, Fakat kan basıncı ve şeker ile
ilgili ilaç kullananlar için sakıncalı olabileceği unutulmamalıdır.
Tarçın
Tarçın, defnegiller bitki ailesinden olup anavatanı Güney
ve Güneydoğu Asya olan, yaprak dökmeyen aromatik kokulu ağaç cinsidir.
Faydaları; Hafızayı güçlendirir ve Kan
şekerini dengelemesiyle bilinir. Kolesterol üstünde de dengeleyici etkisi olan
tarçının antioksidan, antiseptik ve antibakteriyel özellikleri de vardır. Kanın
pıhtılaşmasını önlemeye yardımcı olan tarçın zengin lif içeriği sayesinde
sindirimi kolaylaştırır. Lösemide kanser
hücrelerinin çoğalma riskini düşürür. Tarçın sakızı çiğnemek veya koklamak
hafızayı güçlendirir. Alzheimer gibi hastalıklarda yardımcı olarak
kullanılabilir. Adeta bir mikropsavar olan tarçın, soğuk algınlığına, bağırsak
problemlerine, el ve ayak titremelerine iyi gelir. Kalp atışını artırarak vücut
sıcaklığını yükseltir ve yorgunluğu da giderir. Tarçın sabah-akşam yiyeceklere
eklenerek tüketilebilir, tazelik hissi verir.
Zararları, Uzmanlar bu özelliği ile
diyabetik hastalara önerilen tarçının bazı diyabet ilaçları ile etkileşime
girebilmesi nedeniyle, diyabet hastalarının tarçın kullanımı ile ilgili
doktorlarına danışması gereklidir. Uzun süre kullanımı kabızlığa neden olur.
Bazı bünyelerde fazla kullanımı karaciğeri zorlayabilir. Bazı ciltlerde kaşıntı
ve kızarıklığa neden olur.
Kimyon
Kimyon, maydanozgiller bitki ailesinden olup Mayıs-Haziran
ayları arasında, beyaz ve pembemsi renkli çiçekleri açan, 40–60 cm boyunda, bir
yıllık otsu bir bitki türüdür. Anavatanı Doğu Akdeniz ve Orta Doğu'dur.
Faydaları, Egzotik lezzetler elde etmek
için pilav, tahıl, salatalara ekleyebilir, et yemeklerini marine edebilirsiniz.
Yağlı etlerinizi kalp sağlığını koruyan mükemmel baharat kimyonla pişirebilirsiniz.
Kimyon, cildi düzenler, siyah nokta, sivilce, yaşlılık kırışıklıklarının
tedavisinde yardımcıdır. Kan şekerini dengeler. Yüksek demir içeriği sebebiyle
kansızlık tedavisinde oldukça etkili olan kimyon, astımla savaşır ve bağışıklık
sistemini güçlendirir. Çok sık kullanılan baharatlardan biri olan kimyon, tam
bir kanser savaşçısıdır. Safra salgısının uyarılmasına da yardımcı olan kimyon,
bağırsak gazlarının kolaylıkla çıkarılmasını sağlar. Vücuda enerji verir.
Astım, bronşit gibi solunum yolu hastalıklarının iyileşmesine de destek olan
kimyon, unutkanlık ve dikkat dağınıklığına da iyi gelir.
Zararları, Aşırı tüketimi karaciğer ve
böbreklere zarar verebilen kimyonun hamilelik döneminde de düşüklere neden
olabileceği için kullanılmaması önerilir. Fazla kimyon tüketimi kan şekerini
düşürebilir. Yine mide rahatsızlıkları
olanlar fazla kimyon tüketiminden kaçınmalıdır.
Kırmızı Pul Biber
Bir veya daha fazla acı biber çeşidinin kurutulmuş, toz
haline getirilmiş meyvesidir. Daha çok kurutulmuş biber ve acı kırmızıbiberden
yapılır. Mutfak yemeklerine keskinlik ve lezzet katmak için baharat olarak
kullanılır.
Faydaları, Yemeklere benzersiz bir tat
katmaktadır. Mutfakta birçok yemeğe, balık, tavuk veya etin marine edilmesinde
enfes aromasından faydalanmak için kullanılır. Kırmızıbibere acılık veren
içerisinde bulunan capsaicin maddesidir ve bu madde metabolizmayı hızlandırarak
kilo kaybına yardımcı olur. Pul biber bağışıklık sistemi ve metabolizmayı
güçlendirir. Gaz giderici olarak da kullanılan pul biber içindeki bileşikler
sayesinde birlikte yenilen diğer besinlerin vitamin ve mineraller emilimini de
arttırır. Yüksek miktarda C vitamini içerdiğinden doğal antibiyotik olarak
tanınan pul biberin vücut için mucizevi bir besin olduğunu söyleyebiliriz. Bağışıklık
sistemi ve metabolizmayı güçlendiren pul biber antidepresan olarak
kullanılabilir. Bu acı baharat, tokluk oluşturur, ishali keser ve soğuk
algınlığına iyi gelir. Grip ve soğuk algınlığı semptomlarını azaltmak içinde
yardımcı bir baharattır. İngiltere’de yapılmış olan çalışmalar sonucunda kırmızıbiberin
kanser hücreleri üzerinde de olumlu etkiye sahip olduğunu söylemek mümkün.
Zararları, Kanser hücrelerinin
bastırılmasında da yardımcı olan biberin bazı ilaçlarla etkileşime girebileceği
unutulmamalıdır. Biberin cilde uygulanıp uygulanmaması konusunda tartışmalar
hala devam etmektedir. Biberi cilde uygulamak bazı bünyelerde hassasiyete yol
açabilir. Egzama ve basur rahatsızlığı olanlar biber tüketmemelidir. Kanamayı
artırıcı özelliği olduğu için damar kalp rahatsızlığı olanlarında dikkatli
tüketmesi gerekir.
Karabiber
Karabiber, çiçekli bitkilerden Piperaceae bitki
ailesinden olup ait bitkilerin meyvelerinin kurutulup, baharat şeklinde
kullanılmasıyla elde edilen toz şeklidir. Kökeni Hindistan olmasına karşılık,
tüm sıcak iklimlerde yetiştirilebilir.
Faydaları; Sofraların vazgeçilmezi olan
karabiber, hazma hizmet eden bütün salgı bezlerini çalıştırır. Özellikle
pankreas bezine etki ederek, yağlı ve nişastalı yiyeceklerin hazmını ve
vücuttaki miktarının ayarlanmasını sağlar. Pankreasın körelmesini önleyerek,
şeker hastalığının ilerlemesini durdurur, hatta zamanla normale döndürür.
Mideyi ısıtan karabiber, iştah açar, yemeklerin tadını ve kokusunu hoş hale
getirir.
Zararları; Gastrit, reflü gibi sindirim sistemi
rahatsızlığı olanlarda mideyi rahatsız eder. Cilde direkt uygulandığında ciltte
yanma ve kızarıklığa yol açabilir. Yakıcı etkisinden dolayı fazla terlemenize
neden olur.
Kekik
Kekik, ballıbabagiller bitki ailesinden olup Thymus,
Thymbra, Origanum, Coridothymus, Satureja, cinslerinin genel adı olan, kendine
özgü kokusu ile tanınan çimenlik, tarla, orman kıyılarında ve çayırlarda
görülen bitki türlerinin ortak adıdır.
Faydaları; Hemen her yemeğe lezzet katmak
için kullandığımız kekik, birçok sağlık uzmanının listesinde kanserden koruyucu
baharat olarak yer alır. Ayrıca hazmı kolaylaştırır, böbrek ve bağırsak
mikroplarını öldürür, solunum yolu hastalıklarına iyi gelir ve kan şekerini
düşürür. Izgarada pişireceğiniz tavuk, balık veya eti kekikle marine
ettiğinizde mentollü ve biraz ekşimsi tadı mükemmel bir lezzet verir. Kekik,
birçok sağlık uzmanının listesinde kanserden koruyucu olarak yer alır. Ayrıca,
uzun zamandan beri antiseptik olarak da kullanılır.
Zararları; Yüksek tansiyonu tetikleyebilir.
Çok hassas ciltlerde alerjiye sebep olabilir.
Fazla kullanımı mukus tabakasına zarar verebilir.
Nane
Nane,
ballıbabagiller bitki ailesinden olup Mentha cinsini oluşturan bütün Dünya'da
görülebilen 25-30 türün ortak adıdır. Genellikle temmuz ve ağustos ayları
arasında açarlar. Bu bitki uçucu yağ bakımından zengindir.
Faydaları, Mis kokusuyla
mutfaklarda sıklıkla kullanılan nane; hazımsızlığın, mide bulantısının ve
midedeki gazın azalmasına yardımcı olur. Aynı zamanda stres gideren, soğuk
algınlığına ve öksürüğe de iyi gelen nane, diş ağrısını dindirir ve kötü ağız
kokusunu azaltır. Nane suyu ile gargara yapmak ise soğuk havalarda boğaz
ağrınızın dinmesine yardımcı olur.
Zararları, Hamileler, Kronik
mide rahatsızlığı olanlar ve Safra kesesinde taş olanlar hekim kontrolünde
kullanmalıdır. Nane yağının yüksek dozlarda kullanılması zehir etkisi ve bazen düşük
dozları bile bazen alerjik reaksiyonlara veya mide ekşimelerine yol açabilir.
Biberiye
Biberiye, ballıbabagiller bitki ailesinden olup iğneye
benzeyen ince yapraklı, daima yeşil kalan bir bitki türüdür. Mor çiçekli ve
çalı görünümlü bitkidir. Akdeniz çevresinde yaygın olarak yetişir.
Faydaları, saymakla bitmeyecek
baharatlardan biri olan biberiye, içerdiği bileşenlerle vücut iltihaplarının
iyileşmesine yardımcı olur ve birçok kronik hastalık riskini azaltır. Kalp
sağlığı için de faydalı olan biberiye aynı zamanda konsantrasyonun artmasına
yardımcı olur. Özellikle baş ağrısı için bir çay kaşığı kuru biberiyeyi ayırın
ve içmeden önce sıcak suyun içinde beş dakika boyunca demleyin. Ağrılarınıza
iyi gelecektir.
Zararları, Biberiye çayı günde 1 fincandan
fazla tüketilmemelidir. En fazla bir hafta boyunca düzenli tüketilmeli,
ardından bir hafta ara verilmelidir. Fazla kullanımında akciğer ödemi, spazm,
kusma ve koma görülebilir.
Sumak
Sumak, çalı görünümünde bir bitki cinsidir. Sumak
bitkisinin meyvesi küre biçiminde, kırmızımsı, ekşi lezzette olur. Uygun
yöntemlerle kurutulduktan sonra, sofra tuzuyla karıştırılıp öğütülür ve baharat
olarak kullanılan "sumak" elde edilir.
Faydaları, yaşlı ve hastalarda hazımsızlık ve
iştahsızlığı gideren sumak, bağırsak bozukluğuna ve ishale iyi gelir. Deri
iltihabı, bronşit, soğuk algınlığı ve solunum problemlerinin giderilmesine ve
kan şekerinin düşmesinde de yardımcı olan sumak, aynı zamanda güçlü bir
antioksidandır. Anne sütünün artırılmasına da katkı sağlar.
Zararları, Bazı çeşitleri zehirli olduğu
için deriye zarar verebilir. Tansiyon hastalarında tansiyonu yükselttiği
görülmüştür. Bağırsaklara etki ederek, kabızlığa yol açabilir.
Karanfil
Karanfil baharatı Syzygium aromaticum ağacından elde
edilirken, Karanfil çiçekleri de Dianthus petraeus bitkisinden elde edilirler.
İlk olarak Moluk adalarında bulunmuştur. Karanfil ağacı dört mevsim yeşil kalır
ve 10–20 m uzunluğa erişebilir.
Faydaları, karanfil şişkinliği önler, En
çok diş ve diş eti hastalıklarına önerilen karanfil, lokal anestezik olarak da
kullanılabilir. Ağız kokusu için de etkili olan karanfil, su ve çayda
tüketildiğinde şişkinliğe iyi gelir. Bitkilerde çok nadir görülen omega-3 ve omega-6
barındırmasıyla dikkat çeken zencefil, soğuk algınlığı, öksürük gibi bağışıklık
sistemi hastalıklarında da kullanılabilir. Siyah noktalar, sivilceler, cilt
lekeleri için tavsiye edilmektedir.
Zararları, Baharat ve çay olarak
tüketilmesi önerilen karanfil, yağ olarak tüketildiğinde yarardan çok zarara
neden olan bir ürüne dönüşebilir. Mutlaka bir uzmana danışılarak kullanılması
gereken karanfil yağı; direkt olarak içilmemeli, cilde sürülmemeli ve
seyrelterek kullanılmalıdır. Çocukların kesinlikle kullanmaması gereken
karanfil yağı mide ve bağırsakta dönüşü olmayan ciddi yan ektilere neden olup
vücutta tahribat yapabilir.
Muskat
Muskat, portakal ağacına benzer, anavatanı Banda Adaları
olan bir tropik ağaç cinsidir. Karayipler bölgesinde ve özellikle de Grenada'da
yetişir. Bu bitkinin meyvesi baharat olarak kullanılır.
Faydaları; Muskat, küçük Hindistan cevizi
olarak da bilinen tropik bir ağaç türüdür. Muskat hoş kokusuyla bilindiği gibi
birçok yemeklerin içine katılarak yemeklere aroma katar ve tat verir. Aynı
zamanda Muskat, uykusuzluktan cilt sağlığına kadar birçok probleme şifa verir.
Zararları, Sürekli ve fazla muskat
tüketmek; kalp çarpıntısı, mide bulantısı ve halüsinasyonlara neden olabilir.
Hamileler ve emziren annelerin muskat kullanılması önerilmez.
Safran
Safran, süsengiller bitki ailesinden olup, sonbaharda
çiçek açar, 20–30 cm boyundadır. Bitkinin yaprakları şeridimsi, mor çiçekli ve
üç tepeciklidir. Safran, işte bu çiğdem cinsi soğanlı kültür bitkisinden elde
edilen baharattır.
Faydaları, kramplardan kurtulmaya,
kaşıntıya ve iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olur. Genellikle renklendirici ve
tat verici olarak kullanılır. Keskin ve acımsı bir tada sahip olan safran,
endüstriyel kullanımları dışında şifa verici bitki olarak tüketilir. Safranın
kanser bastırıcı, mutasyon önleyici, ve antioksidan benzeri özellikleri olduğu
modern tıp tarafından bulunmuştur. Safran özellikle Çin ve Hindistan’da kumaş
boyası olarak ve parfümeride kullanılır. Anti kanserojen maddeler sayesinde bağışıklık
ve sinir sistemini güçlendirir. Karaciğeri temizlediği gibi kandaki zararlı
hücreleri de temizleyerek damar tıkanıklığı riskini azaltır. Safran çiçeği kalp
kaslarını kuvvetlendirerek kalp hastalıklarına yakalanma oranını da düşürür.
Zararları, Fazla tüketilmesi böbreklere
zarar verebilir. Zehirleyici etkisi vardır. Kanamaya sebep olabileceği için
hamilelerde tüketilmesi düşük riskine neden olabilir.
Karahindiba
Karahindiba,
papatyagiller bitki ailesinden olup yaygın bir bitki türüdür. Çiçekleri sarı,
yaprakları yeşil olsa da bitkinin adına "karahindiba" denilmiştir.
Mısır ve Kıpçak Türklerinin "katagan", Çağatay Türklerinin
"saçratku" olarak bildikleri bu bitki günümüze
"karahindiba" olarak gelmiştir.
Faydaları, Karahindiba
sindirim sistemini toksinlerden temizleyen yüksek miktarda antioksidan ve çok
sayıda besleyici öge içerir. Ayrıca karaciğer sorunlarının tedavisine yardım
eder ve kandaki toksinleri yok eder. Bu bitki doğada ve bahçelerde yabani
olarak büyür. Kendine özgü sarıçiçekleri ve dişli yaprakları vardır.
Karahindibanın en kolay tüketimi yapraklarını kaynatarak diğer herhangi bir çay
gibi içmektir.
Zararları, Aşırı dozda
kullanılması, mide ekşimesine, mide iltihabına, hafif ishal, kan şekeri
düşüklüğüne ve cilt alerjisine neden olabilir. Karahindiba, çocuklarda önemli
bir alerji etkiye sahiptir.
Kişniş
Kişniş,
kinzi ya da aşotu, maydanozgiller bitki ailesinden olup, yaprakları maydanozu
andıran, 20-60 santimetre yüksekliğinde, tüysüz, bir yıllık ve otsu bir
bitkidir. Bu bitkinin kurutulmuş meyvesi baharat olarak kullanılır ve tohumuna
da kişniş adı verilir.
Faydaları, Kişniş
özellikle kandaki cıva ve diğer zararlı mineralleri atmaya yardımcı olan bir
kan temizleyici bitkidir. Kanda fazla cıva olması düşündüğünüzden daha yaygın
bir sorundur. Sonuç olarak cıva diş dolgularından bazı balık türlerine kadar
her şeyde bulunur.
Zararları, mide asidi
sorunları yaşayanların kişnişten kesinlikle uzak durması gerekiyor. Ayrıca,
karaciğeriyle ilgili sorunu olan, ciddi herhangi bir rahatsızlığı olan ile
hamilelerin uzak durması lazım.
Talip Bayram
Analiz Gazetesi Gastronomi Yazarı
Yorumlar
Yorum Gönder