Lezzetlerimiz Markalaşma Yolunda
Bu yazım 01.06.2021 Tarihinde Diriliş Postası Gazetesinde Yayınlanmıştır.
Dünyanın dört bir tarafına yayılan şahane lezzetlerimiz olmasına rağmen henüz dünya çapında iyi bir markamız yok ne yazık ki. Bu lezzetlerden Türk döneri markalaşma açısından da aslında çok uygun. Yaklaşık yüzyılı aşkın bir zamandan beri ülkenin dört bir tarafında açılan dönercilerden bazıları şimdi markalaşma yolunda. Yine coğrafi konumu itibariyle ülkemizde var olan ve şifa dağıtan harika ve muhteşem balımıza da bir marka hüviyeti kazandırmaya çalışan firmalarımız olmaya başladı.
Hot Döner
Gerek yurt içi gerekse yurtdışındaki herkes tarafından çok sevilen döner, markalaşmak isteyenlerin en tap ürünü haline geldi. Bunlardan biri de kendi üretimi olan et ve tavuk döneri katkısız ve kaliteli hali ile son tüketiciye en uygun fiyatla satışa sunan ‘Hot Döner’. Denediniz mi bilmiyorum ama ben özellikle Hatay usulü bol soslu döneri çok severim. Son zamanlarda hele bir de bu pandemi şartlarına rağmen işlerini büyüten ve şube sayısını katlayan Hot Döner, lezzet konusunda da diğer firmaları aratmayacak nitelikte. Şundan diyorum, hani şubeleşince kalite bozulur diyenlerin aksine, bu markada standart haline gelen bir lezzet söz konusu. Geçenlerde bir şubesindeydim, İster tavuk, isterseniz normal döner, isterseniz de köfte yiyin hepsi birbirinden lezzetli ama özellikle dürüm şeklinde ve bol soslu isteyin ki o nefasete varabilesiniz.
Paketçilikten Genel Müdürlüğe
Hot Döner’in şu an sahibi konumunda olan Esin Yükseközcan hanımefendi
35 yıllık et tedariki konusunda tecrübesi ile bilinen Oksijen ET’in
sahibi-kurucusu Ahmet Tacettin Yükseközcan Bey’in eşi. Aslında markanın tüm
organizasyonunun arkasında Oksijen ET’in ağırlığı olduğu çok belli oluyor. Ünlü
bir pizza firmasından Genel Müdür transfer eden marka çok hızlı büyüme ve
markalaşma hedefinde. Hot dönerin başarılı Genel Müdürü Ercan Yılmaz ile sektör
tecrübesini konuşuyoruz. Bana anlattığı gerçekten inanılmaz geldi. Çalıştığı pizza
firmasına paket servis elemanı olarak başlayan Ercan Bey uzun yıllar çalıştığı
pizza firmasında çok iyi bir konuma geliyor. Yaptığı çalışmalarla sektörde
kendini kanıtlayan Ercan Bey son 2,5 yıldır da Hot Dönerin bu yükselme
başarısına imza atıyor. Ekibi sağlam markalardan toplayarak çok tecrübeli bir
saha kadrosu oluşturan Ercan Bey, güçlü bir eğitim, denetim, tedarik ve
lojistik sistemleri ile ürün standartlarını tamamıyla ekibiyle birlikte kendisi
merkezden oluşturuyor. Merkez ofis kadrosu, 20 yılın üzerinde sektör tecrübesi
olan kişilerden oluşuyor.
Hot döner yatırımı 18 ay’ da geri dönüyor
Hot Döner, yatırım yapmak isteyenler için büyük fırsat sunuyor. Metrekaresine göre değişmekle beraber, anahtar teslimi 425.000 TL civarında harcayan bir yatırımcı bu parasını 18 ayda amorti edebiliyor. Hele birde lokasyon iyiyse ayda net asgari 25.000 TL kazanabiliyor. İş Geliştirme Direktörü, Okan Çelik Bey’de bayilik müracaatlarında “ben Kazanamayacak dükkana onay vermem” diyor. Gerçekten bu kadar kazanabilir mi diye ısrarla sorsam da, lokasyona bağlı olarak ayda 80.000 TL’ye kadar kazanabilir diyerek sözünün arkasında duruyor. Yani yatırım geri dönüşüm hızı, doğru kira ve doğru lokasyonda olmakla birlikte eğer ki yatırımcı da işinin başında ise ortalama 18 aydır diye de ekliyor. Mevcut şube sayısı 60, inşaatı devam eden 9, proje aşamasında ise 10 adet şubesi olan Hot Döner, 80 olan 2021 hedefini daha yılın 2. ayında tutturmuş. Hedef güncellemesi ile yeni hedefini 100’e çıkaran marka, 50.000 TL. olan Franchise bedelini pandemi dahil uzun süreden beri değiştirmemiş.
Pandemi süreci ve paket servis
Bu yılı %80’e yakın bir büyüme oranı ile tamamlayacak olan Hot Döner, pandemi sürecini zarar görerek değil, bilakis fırsata çevirerek ciddi bir başarı ile bitirme niyetinde. Cirolar düşmediği gibi tam aksine yükselmiş. Süreç öncesinde de paket servisini başarıyla yapan ve üretimden paketlemeye ve teslimata kadar ‘temassız’ kuralına uyan marka, şubeleri sürekli açık tuttuğundan, paket servis yapamayan çok fazla restoranın müşteri kitlesine de ulaşmış. Hot Döner, paket servis konusunda güçlü markalar arasında bulunuyor.
Ham Kovan
Ham Kovan bal firması, sporcu ve aynı zamanda Aqua Jog Club'ın (su içi koşu antrenmanları) kurucusu olan bir “kadın girişimci” Gizem Çalışkan tarafından kurulmuş. Arı ürünlerinin spor performansında büyük etkilere sahip olduğunun bilincinde ve uzun yıllardır elde ettiği deneyimlerden hareketle çalışmalarını yürüten Gizem Hanım, bir sporcu olarak çocukluğundan beri ana besin kaynağı olarak arı ürünlerini tükettiğini söylüyor. Kurduğu Aqua Jog Club üyelerini de Ham Kovan arı ürünlerine alıştırmış ve onlarda 1 yıldır bu ürünleri kullanıyor. Aile olarak arıcılıkta tecrübelerinin 60 yıldan fazla olduğunu söyleyen Gizem Hanım, balı hayranlık verici bir mucizevi bir besin olarak görüyor ve her zaman üstün bir şifa kaynağı olarak konumlandırıyor. Firmasının da, arı ürünlerine olan güvenin artmasına, her zaman en iyi kalitede arı ürünü sunulmasına, Türkiye ve uluslararası düzeyde arıcılık ürünlerinin kalitesinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına katkı sunacağını ifade ediyor. Markanın vizyonunu ise arı ürünleri hakkında her zaman doğru ve gerçek bilgiyi sağlayarak, doğaya ve doğal olana hizmet eden, arı-doğa-insan denklemine katkı sağlayan, öncelikle Türkiye’de arıcılık sektörünün gelişimine katkı sağlayarak uluslararası bilinirliğe ve saygınlığa ulaşan bir marka olmak diye belirliyor.
Arı ürünleri, spor ve sağlık
Ham Kovan, balın en saf ve besleyici halini sunmak için kilometrelerce dolaşan bir ekibe sahip. Marka olarak çalışmalarındaki amacını, arıların doğada müthiş bir ahenk içinde oluşturduğu gıdaların iyileştirici gücünü, halkla tanıştırmak olarak belirleyen Gizem Hanım, “Sağlık ve sporu kesiştirdiğimiz bir noktada yer alıyoruz, ‘Ham Kovan’ markasını da bu sebeple kurdum” diyor. Uzun yıllardır arıların doğada meydana getirdiği mucizeye tanıklık ederek arı ürünlerini geliştiren Gizem Hanım, “Arılar işini çok iyi yapıyor. Bu nedenle bu muhteşem düzene hiçbir müdahalede bulunmuyoruz. Arıların ürettiği lezzetleri, kaynağından güvenilir bir şekilde temin edip tamamen doğal, besin değeri yüksek arı ürünleri olarak sunmak istiyoruz. Tüm ürünlerimizi doğanın bize sunduğu haliyle, sağlığa ve insan bedenine destek olacak şekilde koruyarak, koruyucu, renklendirici gibi kimyasallar, fruktoz gibi ilave şeker vs. hiçbir katkı maddesi kullanmadan üretiyoruz. Isıl işlem ve filtreleme uygulamıyoruz. Sadece arıların en yüksek verimi sağlayacağı, bitki florası zengin, gözlerden uzak, yüksek rakımlı doğal ortamları seçerek en uygun üretim şartlarını sağlıyoruz. En ham hali ile besin değeri yüksek, fonksiyonu olan arı ürünleri üretiyoruz” demektedir.
Yüksek prolinli ham bal
Balda en değerli amino asit Prolin’dir. Diğer aminoasitlere göre balın %50-85’ini oluşturur. Prolin, nektar bala dönüştürülürken arılar tarafından eklenir ve yapay yolla elde edilmesi mümkün değildir. Baldaki prolin miktarı, balın saflık seviyesini yansıtan en önemli göstergedir. Türk Gıda Kodeksine göre balda prolin miktarı en az 300 mg/kg olmalıdır. Prolin, protein sentezinde, metabolizma ve beslenmeye katkılarının yansıra yara iyileşmesinde ve bağışıklık sistemi üzerinde önemli rol oynuyor. Zengin bir besin kaynağı, güçlü bir antioksidandır, kan dolaşımını ve sindirimi düzenler.
Ham Kovan, yüksek prolin değerine sahip ballar elde edebilmek
için kovanlarını 1.800 rakımda, zengin bitki örtüsü ve elverişli iklim şartları
olan yerlere koymaktadır ve özel ürettiği 1000+ ve 1200+ Prolin değerine sahip
ham balları sofra balı kategorisinden ayrılarak tam bir şifa kaynağıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder